1 Kasım 2017 Çarşamba

11 EYLÜL SALDIRILARI SONRASI ABD DIŞ POLİTİKASINDA ORTADOĞU VE TÜRKİYE ABD İLİŞKİLERİ BÖLÜM 6


11 EYLÜL SALDIRILARI SONRASI ABD DIŞ  POLİTİKASINDA ORTADOĞU VE TÜRKİYE  ABD  İLİŞKİLERİ BÖLÜM 6



3.2.2. Afganistan’a Müdahale 

Stratejik önemi bakımından tarih boyunca büyük güçlerin dikkatlerini üzerine 
toplamış olan Afganistan, Orta Asya ülkeleri ile Hint Okyanusunun tam kesişme 
noktasında bulunmakta, 647 bin 500 kilometrekarelik yüzölçümü ve tahmini olarak 27 milyona yaklaşan nüfusuyla, yaşanan savaşlar ve kötü yönetimler nedeniyle adeta bölgede bir istikrarsızlık abidesi görüntüsü vermektedir. Kuzeyinde Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan; batısında İran; güneyinde Pakistan ve doğusunda ise Doğu Türkistan gibi komşu ülkeler bulunmaktadır. Dünyanın en büyük istila yollarından birinin üzerinde bulunan Afganistan, Seyfettin Erol’un da belirttiği gibi coğrafi konumu sebebi ile tarih boyunca pek çok devletin istilasına uğramıştır. Bu nedenle bugün çok milletli bir ülke görünümündedir.206 

11 Eylül’deki saldırı sonrası ABD’nin terörizme savaş açmasıyla birlikte ABD’ye gerçekleştirilen saldırıların sorumlusu olarak görülen El-Kaide örgütünün bu topraklarda varlık gösterdiği düşüncesiyle ABD’nin ilk hedefi seçilen Afganistan, Usame Bin Ladin’le uluslararası gündemde yer almaya başlamıştır.207 

NATO Genel Sekreteri George Robertson, Belçika’nın başkenti Brüksel’de NATO Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, 11 Eylül’deki saldırılarla 
ilgili olarak ABD’nin sunduğu kanıtların yeterli bulunduğunu, böylelikle bir müttefike yapılan saldırının tüm NATO üyelerine yapıldığının varsayılmasını 
öngören 5. maddenin geçerlilik kazandığını söylemiştir. BM Genel Sekreteri Kofi Annan ise BM’nin mevcut kararlarının, ABD’nin 11 Eylül’deki terörist saldırılara 
askeri karşılık verme hakkını tanıdığını söylemiştir. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell da başkent Washington’da yaptığı açıklamada, ABD’nin Irak’ı da 
vurabileceğini, ancak öncelikli hedefin Taliban ve El-Kaide’nin bulunduğu Afganistan olduğunu söylemiştir. İngiltere Başbakanı Tony Blair ise başkent 
Londra’da yaptığı açıklamada, Suudi asıllı terörist Usame Bin Ladin’i teslim etmekte direnen Taliban yönetimine karşı operasyonun artık kaçınılmaz olduğunu söylerken, ABD Başkanı George W. Bush başkent Washington’da düzenlediği basın toplantısında, Taliban’ın Suudi asıllı terörist Usama bin Ladin liderliğindeki El-Kaide örgütünün üyelerini derhal teslim etmesini isteyerek zamanı gelince harekete geçeceklerini söylemiştir.208 

3.2.2.1.Müdahalenin Nedenleri 

Afganistan’a karşı girişilen müdahalenin en önemli nedenini 11 Eylül 2001 terör saldırıları karşısında ABD’nin vermiş olduğu tepki oluşturmuştur. Terör 
saldırılarını gerçekleştiren El-Kaide Örgütü’nün Afganistan’da konuşlandığının düşünülmesi ve El Kaide kaynaklı terör olaylarının artması, ABD’nin Afganistan’a 
müdahale etmesine neden olmuştur. ABD yönetiminin, New York ve Washington’u hedef alan 11 Eylül saldırıları ile 1998 yılında ABD’nin Kenya ve Tanzanya’daki elçiliklerine yönelik bombalı eylemlerin başlıca sorumlusu olarak gördüğü El-Kaide lideri Usame bin Ladin, Afganistan topraklarında yaşıyordu. 

Taliban lideri Molla Ömer’in Usame bin Ladin’i iadeye yanaşmaması ardından ABD, 2001 Ekim ayında Afganistan’a karşı hava saldırılarına girişmiştir.209 Ancak pek çok kişinin belirttiği gibi Chomsky’ye göre de görünürde ABD’nin bu konuda hiçbir kanıtı yoktur.210 El-Kaide, ABD ve artık dünya kamuoyu tarafından da dünyadaki terörist örgütlerin en tehlikelisi ve en iyi organize olanı olarak kabul edilmektedir. El-Kaide 1979’daki Afganistan savaşının doğal bir ürünü olarak gösterilmektedir.211 Emre Kongar, Usame Bin Ladin’in Soğuk Savaş döneminde, Afganistan’ı işgal eden Sovyetler Birliği’ne karşı, bizzat ABD tarafından yaratılmış bir savaşçı olduğunu ve Usama bin Ladin veya El-Kaide’nin soğuk Savaş döneminde ABD’nin Sovyetler Birliği’ne karşı ürettiği bir kişi ve bir örgüt olduğunu belirtmektedir. Kongar, soğuk savaş dinamiklerinde Usama bin Ladin’in İslam mücahidi, El-Kaide’nin bir İslam savaş örgütü olduğunu belirterek, bunların Afganistan’da CIA’in desteğiyle başarılı olduklarını ifade etmekte, Afganistan’ı işgal eden Sovyetler Birliği’ni yendiklerini ve Afganistan’ı “komünizmden” kurtarmış olduklarını söylemektedir. Ona göre, soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği’ne karşı savaşmak üzere üretilmiş olan İslam 
mücahitleri 1990’lı yıllarda başıboş kalmışlardır. Bir anlamda, 11 Eylül terörünü yapanları, Amerika’yı vuranları Amerika kendisi üretmiştir.212 Yine Kongar’a göre bu çerçevede, 11 Eylül terörü sadece sonuçları itibarıyla değil, kaynağı itibarıyla da, küreselleşmeye, yani onu doğuran soğuk savaşa bağlı olarak ortaya çıkmıştır.213 

Savaşın bir diğer nedeninin ise 11 Eylül sonrası gelişen süreçte, ABD’nin 21.yüzyılda dünyaya hala tek büyük süper güç olduğunu kanıtlamak düşüncesi 
olduğu düşünülebilir. 

3.2.2.2.Müdahale’nin Gelişimi ve Sonuçlanması 


ABD’nin Afganistan’ı işgali 7 Ekim 2001 günü yani terör saldırılarının 
üzerinden bir ay bile geçmeden başlamıştır. Öncesinde 6 Ekim 2001’de ABD 
Başkanı George W. Bush başkent Washington’da haftalık radyo konuşmasında, 
Afganistan’daki Taliban rejimine, Suudi asıllı terörist Usame bin Ladin’i teslim 
etmemeleri durumunda bunun sonucuna katlanmak durumunda olduklarını 
bildirmiştir.214 Afganistan’ın başkenti Kabil’in bombalanması ile ABD, Afganistan’a yönelik başlattığı müdahalenin ilk adımını atmıştır. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) bombalama haberlerini kısa bir süre sonra doğrulamış ve George W. Bush canlı yayında “İşbirliğine yanaşmayan Taliban, bunun bedelini ödeyecek” ve “ABD ordusu Afganistan’da El Kaide’nin terörist kamplarına ve Taliban rejiminin askeri yapılanmasına karşı saldırıya başladı.” şeklinde ulusa seslenmiştir.215 Bush ayrıca “ABD bu eylemi yapan teröristler ve onları koruyan ve besleyen ülkeler arasında hiçbir ayrım yapmayacaktır” demiş, “dünyanın artık eskisi gibi olmayacağı ve olayın sorumluları ile onlara destek olanların cezalandırılacağını” belirtmiştir.216 

Turan Yavuz’a göre böylece Amerika o akşam Ortadoğu’ya savaş ilan etmiştir.217 

Afganistan’a yönelik ABD saldırısında Kabil’in yanı sıra Celalabat ve Taliban Lideri Molla Ömer’in yaşadığı Kandahar kentleri de vurulmuştur. Ayrıca harekâta İngiliz savaş uçakları da katılmış, saldırılarda B-1, B-52 ağır bombardıman uçakları kullanılmış, Arap Denizi’ndeki denizaltılardan Cruise füzeleri fırlatılmış ve havaalanları ile terörist kamplar yoğun bombardımana tutulmuştur.218 

ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Başkan Bush adına Türkiye Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i arayarak ABD'nin Afganistan'da askeri bir 
harekât başlatmakta olduğunu bildirmiştir. Başkan Yardımcısı Cheney, harekâtın hedefinin teröristler olduğunu, Afgan halkının zarar görmemesine 
özen gösterileceğini, insani yardımların bu ülkeye gönderilmesine ilişkin çalışmaların da sürdürülmesinin önem taşıdığını vurgulamıştır. 

Cumhurbaşkanı Sezer’de, ABD'nin terörizmle mücadele çabalarını desteklediğini, ABD'nin teröristleri hedef alacak ve masum insanların zarar görmesine yol açmayacak sağduyulu bir yaklaşım içinde hareket etmekte olmasını memnuniyetle karşıladığını kaydetmiş ve başarı dileklerini dile getirmiştir.219 Bunun üzerine saldırının gerçekleşeceği yerin, Türkiye’nin bulunduğu coğrafyaya yakınlığı nedeniyle ülkede hemen bir kriz masası oluşturulmuştur. Başbakanlıkta gece yarısı yapılan toplantıda Türkiye’nin müttefik ve dost olarak ABD’nin terörizmle mücadelesine destek vereceği belirtilmiştir.220 

Saldırının başladığı sıralarda İngiliz Başbakanı Tony Blair yaptığı basın 
toplantısında El Kaide ve Taliban rejiminin askeri gücünü kırmayı hedeflediklerini söylemiştir. Almanya Başbakanı Schröder de, Afganistan’daki terörist hedeflere yönelik ABD harekâtını desteklediğini açıklamıştır.221 AB Dönem Başkanı Verhofstadt ise AB adına yaptığı açıklamada, ABD’ye ve harekâta katılan müttefiklere tam destek verdiklerini söylemiştir.222 

Afganistan’a düzenlenen harekâttan önce ABD Başkanı George Bush, Rusya 
Devlet Başkanı Vladimir Putin’e de bilgi vermiştir. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanı 
Colin Powell’ın Afganistan’daki hedeflere yönelik hava harekâtının başladığı sırada, 9 ülkenin liderini telefonla aradığı da belirtilmiştir.223 

Diğer taraftan Taliban, Afganistan’a yönelik başlatılan bombardımanları, 
“terör eylemi” olarak nitelendirmiştir. Afganistan’daki Taliban yönetiminin Pakistan Konsolosu Rahmetullah Kakazade ise, ”Cihat için hazırız” diyerek ortamı daha da çıkmaz hale getirmiştir. Usame Bin Ladin, Katar’ın El Cezire televizyonundan yayımlanan videobanttaki açıklamasında, Afganistan ve kendisine yönelik savaşın “İslam’a açılmış savaş” olduğunu öne sürmüş ve ABD’ye destek veren ülkeleri, 

“Rahat yüzü göremeyecekler” sözleri ile tehdit etmiştir. 224 ABD ve İngiltere’nin iki gün boyunca sürdürdüğü yoğun bombardıman sonrasında Taliban’ın hava kuvvetleri ile tesislerinin yüzde 90’ı tahrip olmuştur.225 Böylece Afganistan’da Taliban yönetimine büyük bir darbe indirilmiştir. Saldırılardan iki gün sonra ABD Kabil’e girmiştir. Ancak Usame Bin Ladin tüm aramalara karşın bulunamamıştır. 

3.2.2.3.ABD’nin Afganistan’a Müdahale Etmesinin Türkiye’deki 
Yansımaları 

7 Ekim 2001 tarihinde ABD’nin Afganistan’a yönelik operasyonun ardından 
Başbakan Bülent Ecevit başkanlığında Başbakanlıkta bir toplantı yapılmıştır. 
Toplantıya, Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcıları, Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz, Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu ve diğer yetkililer katılmışlar, toplantının ardından yapılan açıklamada, ABD’nin “Sürekli Özgürlük” harekâtı kapsamında Afganistan’ın başlıca şehirlerindeki havaalanlarına, Taliban’ın askeri hedeflerine ve terör örgütü El-Kaide’ye yönelik hava harekâtında masum halkın bundan zarar görmemesi için özen gösterilmesinden duyulan memnuniyet belirtilmiştir.226 

8 Ekim 2001’de ise Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer başkanlığında 
Başbakan Bülent Ecevit, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu ile 
diğer yetkililerin katılımıyla bir toplantı gerçekleştirilmiş, toplantının ardından 
Bakanlar Kurulu Başbakan Bülent Ecevit başkanlığında olağanüstü toplanmış, 
yapılan toplantıda, NATO’nun 5. maddeye dayanarak Türkiye’den asker talep etmesi halinde, harekâta askeri destek verilmesi konusunda hazırlıkların başlatılması kararlaştırılmıştır.227 

12 Ekim 2001’de ise Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından, ABD’nin Afganistan’a yönelik düzenlediği operasyonu ve Türkiye’nin katılımına 
ilişkin yayımlanan mesajda, Türkiye’nin terörizmle savaşa katkıda bulunurken ülkenin ve ulusun “gereksiz maceralara” sürüklenmemesi gerektiği bildirilmiştir. 
Cumhurbaşkanlığı Dışişleri Başdanışmanı Tacan İldem de, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen haftalık basın bilgilendirme toplantısında “Sonsuz Özgürlük” harekatı ve Türkiye’nin tutumuna ilişkin olarak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görüşleri hakkında bilgi vermiş, İldem açıklamasında, Türkiye’nin terörizmle 
mücadele için uluslararası işbirliği çabalarına destek vereceklerini belirterek “Ancak Türkiye bunları yaparken, ülkemizi ve ulusumuzu gereksiz maceralara 
sürüklemeyecek ve gelişmelerin ülkemize olabilecek etkilerini önleyecek bir yaklaşım esas almaktadır” demiştir.228 

ABD’nin Afganistan’ı işgali kimi kesimlerce olumlu karşılanırken kimi çevreler tarafından da eleştirilmiştir. Örneğin Mahir Kaynak ve Emin Gürses, bu 
işgalin planlı olduğunu ve ABD’nin Doğu Hazar bölgesine Pakistan-Afganistan üzerinden uzanmak ve Rusya’nın etkinliğini kırmak için uygun bir fırsat yakaladığını ifade etmişlerdir. Bu yazarlara göre ABD açısından böylece Hazar’ın kaynaklarının Batı’ya Rusya üzerinden, Doğu’ya Çin üzerinden ve güneye İran üzerinden taşınması engellenmiş ve ABD, Afganistan’ın kontrolünü elinde tutarak birçok avantajı elde etme aşamasına gelmiştir.229 Cihangir Dumanlı da Mahir Kaynak ve Emin Gürses’e benzer görüşler dile getirmiştir. Dumanlı, ABD’nin bu ülkeyi işgal etmesindeki esas amacının Orta Asya petrollerinin Hint Okyanusu’na ulaştırma yollarını kontrol altına almak olduğunu öne sürmüştür.230 Fevzi Uslubaş da, Asya’nın “gözetleme kulesi” olarak adlandırılan Afganistan üzerinden Rusya ve Çin’in kuşatılması ve Rusya’nın arka bahçesi olduğu düşünülen bu bölgenin kontrol altında tutulmasını da ABD’nin işgal nedenleri arasında saymıştır. 231 

Çelik ve Gürtuna’ya göre Afganistan’a müdahale edilmesinin sebebi sadece, bu ülkedeki yönetimin ve bu yönetimin himaye ettiği Usame bin Ladin’in hareketinin 11 Eylül olaylarıyla ilişkilendirilmesi değil, Afganistan’a yönelik bir operasyonun önünde çok fazla bir engel olmamasıydı. Yani ABD’nin Afganistan’da askeri yönden başarılı olmasını kolaylaştıracak birçok sebep bulunmaktaydı. Afganistan’da devam etmekte olan iç savaş bunlardan bir tanesiydi. Bu savaşta muhalif güçlerin desteklenmesi dengelerin bir anda değişmesini sağlayacak dolayısıyla hedef alınan tarafın çok hızlı bir şekilde çökertilmesi mümkün olacaktı. Ayrıca Afganistan’da hedef alınan tarafa uluslararası platformda kimsenin sahip çıkmayacağı tahmin edilmekteydi. Bu nedenle ABD, Afganistan’da elde edeceği sonucu, sonraki hedeflerine adeta bir ibret örneği olarak sunmak istemekteydi.232 

3.2.2.4.Afganistan’da Gelinen Nokta 

ABD, Sürekli Özgürlük Harekâtı adını verdiği bir operasyonla Taliban rejimini devirmiştir. 2001 yılından bu yana Afganistan’da bir yandan ABD’nin 
Sürekli Özgürlük Harekâtı ile Taliban ve El Kaide örgütleri etkisiz hale getirilmeye çalışılırken, diğer yandan ISAF ile güvenliğin sağlanmasında, yeniden yapılandırma ve insani yardım faaliyetlerinin yerine getirilmesinde Afgan hükümetine yardımcı olunmaya çalışılmıştır. Ağustos 2003’de ISAF’ın komutasını NATO, Almanya ve Hollanda’dan devralmıştır. Komutayı resmen üstlenen NATO’nun süresiz olarak ISAF'ı yönetecek olması ile 6 ayda bir sürekli yeni bir komuta değişimi yapılması gereği ortadan kalkmıştır.233 ABD’nin Afganistan’ı işgalinin üzerinden sekiz yıl geçmesine rağmen Taliban ve El Kaide etkisiz hale getirilememiş, Usame Bin Ladin yakalanamamıştır.234 Chomsky, hala işlenmekte olan suçların iç karartıcı listesine hızla iki korkunç suç daha eklendiğini belirtmektedir. Ona göre, bunlardan ilki 11 Eylül terör saldırıları; ikincisi ise bunlara verilen yanıt olmuştur.235 

3.2.3.Irak’ın İşgali 

Bush yönetimi Ekim 2001’de Afganistan’a müdahale ederek teröre karşı savaşı başlatmış ve El-Kaide’yi barındırdığını öne sürdüğü Taliban rejimine son 
vermiştir. Ardından Bush yönetimi, birinci dönem Savunma Bakanlığı Müsteşarı Douglas Fetih’in altını çizdiği şu gerekçelerle Irak’a yönelmiştir. 

1. Saddam Hüseyin’in Kitle İmha Silahlarına sahip olduğu öne sürülerek, Kitle İmha silahlarını yok etmek, 
2. Irak’ın teröre desteğini kesmek ve terör altyapısını çökertmek, 
3. Irak halkını özgürleştirmek, Irak’ta toprak bütünlüğü içerisinde demokrasi, barış ve ekonomik kalkınma sürecini başlatmak.236 
11 Eylül saldırılarının ardından Taliban rejimini ve Usame Bin Ladin’in lideri olduğu El-Kaide örgütünü kendisine hedef olarak seçen Amerikan yönetimi, 
bölge devletlerinin ve Rusya, Çin gibi büyük güçlerin de desteğini alarak, bu ülkeye askeri operasyon düzenlemiştir. George W. Bush, 28 Ocak 2003’te yaptığı ‘Ulusa Sesleniş’ konuşmasında, “ Bu ülkenin geleceği başkalarının kararlarına bağlı değildir ” diyerek söz konusu politikanın en ileri aşaması olan Irak Müdahalesi’nin de sinyalini vermiştir.237 Zaten Afganistan operasyonunun hemen ardından, George W. Bush yönetimindeki Şahinler (Neo-Con’lar), Kitle İmha Silahları ürettiğini ileri sürdükleri Irak’a müdahale edilmesi ve Saddam yönetiminin yıkılması gerektiğini her ortamda dile getirmeye başlamışlardır.238 

Irak’a karşı girişilecek harekâtın meşruluk temellerinin oluşturulması amacıyla, BM Güvenlik Konseyi tarafından 8 Kasım 2002 tarihinde 1441 sayılı karar 
kabul edilmiştir.239 1441 sayılı karar, ABD’nin zaferi olarak değerlendirilmiştir. 

Başkan Bush, Irak’ın denetçilerin görevlerini engellemeye çalışması halinde bunun en ağır sonuçlarına katlanacağını ifade etmiş, Irak’a yönelik kuvvet kullanma niyetinden vazgeçmediğini vurgulamıştır. 

1441 sayılı kararın gerekleri yerine getirilirken, ABD ve İngiltere uçaklarının Irak’ı bombalaması da ABD’nin niyetini göstermiştir. Bozkurt’a göre, 8 Aralık 2002 tarihinde Irak’ın 1441 sayılı karar gereğince BM’ye sunduğu 11.807 sayfalık silah raporu daha incelenmeden ABD Başkanının, raporun doğru bilgiler içermemesi halinde BM kararlarının maddi ihlali ve askeri müdahaleye zemin hazırlayacağı tehdidi, ABD’nin saldırı için hukuki meşruiyet temellerini hazırlamakta olduğu görüşünü doğrulamıştır.240 ABD ve İngiltere’nin 1441 sayılı kararın kendilerine müdahale imkânı vermemesine rağmen Irak’a müdahale edip Saddam rejimini devirmeleri, Irak içerisinde bir rahatlamaya değil kaosa neden olmuştur. Günümüzde Irak’ta iç güvenliğin sağlanmasında büyük problemler yaşanmaktadır.241 

3.2.3.1.İşgalin Nedenleri 

Savaş nedeni olarak Irak’ta var olduğu iddia edilen Kitle İmha Silahları öne sürülmüş, buradan hareketle Saddam Hüseyin yönetimine son verme düşüncesi, görünen savaş nedenlerinin başında yer almıştır. Çünkü o dönemde de günümüzdekiyle benzer biçimde ABD’nin en büyük korku ve kaygılarından biri, kitle imha silahlarının yayılması olmuştur. ABD’nin en duyarlı olduğu konuların başında elinde nükleer, kimyasal ya da biyolojik silahlar bulunmayan ülkelerin bunları edinmemesi konusunun geldiği söylenebilir.242 

Bölgenin geleceği açısından değerlendirildiğinde, bölge açısından en önemli tehlikeyi Kitle İmha Silahlarının yayılması oluşturmaktadır. Düşmanlıkların bol 
olduğu ve silah alımına bol para harcandığı bu bölgede, Kitle İmha Silahlarının yayılabileceği endişesi ABD tarafından çok yakından hissedilmiştir. İran-Irak ve 

Körfez Savaşları, bazı bölge ülkelerinin Kitle İmha Silahlarını rahatça kullanabildiklerini göstermiştir.243 

İşgalden önce ABD, terörün kaynağı olan ülkelerden biri olduğunu iddia ettiği Irak’taki Kitle İmha Silahlarının (KİS) arındırılmasını planlamıştır. Irak’ın 
geçmişi gerçekten bu konuda kötüdür. Halepçe katliamı bunun önemli bir örneğidir. Ancak Irak yaklaşık 12 yıl BM ambargosu ve gözetimi altında kalmıştır. Silah denetçileri 1991’den 1998’e dek Irak’ı karış karış aramışlardır. Son olarak 2002 Kasım’ında başlayıp savaş başlayana kadar devam eden denetimler süresince de Irak’ın elinde bulunduğu iddia edilen Kitle İmha Silahları hakkında ciddi hiçbir delil bulunabilmiş değildir. Nitekim savaşın sonunda da kimyasal ya da biyolojik silahlara rastlanılmamıştır.244 

3.2.3.2.İşgalin Gelişimi ve Sonuçlanması 


Afganistan operasyonundan yaklaşık on sekiz ay sonra, ABD, Irak’ın elinde 
Kitle İmha Silahları bulunduğu iddiasıyla, Irak’a İngiltere ile birlikte bir operasyon başlatmıştır. Bu operasyona Birleşmiş Milletler karşı çıkmıştır. Afganistan operasyonuna destek veren Rusya, Almanya ve Fransa bu defa destek vermemişlerdir.245 ABD ve İngiltere tarafından düzenlenen ve “Irak’a Özgürlük Operasyonu” kod adıyla bilinen Amerikan-İngiliz işgal operasyonu 20 Mart sabahı başlamıştır. Çünkü ABD Başkanı W.George Bush’un Irak’a Kitle İmha Silahlarının arındırılması için verdiği 48 saatlik süre 20 Mart 2003 tarihinde dolmuştur.246 ABD’nin Irak’ saldırısına karşı çıkan BM Güvenlik Konseyi üyelerinden Fransa, Almanya, Rusya ve Çin, değişik ifadelerle de olsa tepkilerini dile getirmişlerdir.247 


BÖLÜM DİPNOTLARI;

206 Mehmet Seyfettin Erol, (2001): “Afganistan Sorunundaki Kilit Güç: Afganistan İslam Devleti Askeri Konseyi ya da Nam-ı Diğer Kuzey İttifakı”, Stratejik Analiz Dergisi, Sayı:18, s.33. 
207 Erol, 2001: 32. 
208 http://www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/ayintarihi/2001/Ekim2001.htm, (30.12.2009). 
209“Afganistan Dersleri”, http://www.bbc.co.uk/turkish/indepth/story/2009/03/090304_afghanlessons.shtml, (30.12.2009). 
210 Chomsky, 2004: 96. 
211 Uslubaş, 2005: 282. 
212 “Soğuk Savaş’ın Kalıntıları Radikal İslam Terörünü Besliyor”, Prof. Emre Kongar ile yapılan söyleşi, http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/245912.asp, (30.12.2009). 
213 Kongar, 2002: 81. 
214 http://www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/ayintarihi/2001/Ekim2001.htm, (30.12.2009). 
215 http://www.americanrhetoric.com/speeches/gwbush911intialafghanistanops.htm (21.06.2009) ; 
Metin Sever, Ebru Kılıç, (2001): Düşmanını Arayan Savaş, İstanbul: s.287. 
216 “Bush: No Distinction Between Attackers and Those Who Harbor Them”, 
http://www.defense.gov/news/newsarticle.aspx?id=44910, (30.12.2009); “Bush Urges Americans to 
Prepare for War”, The Badgerherald, Monday, September, 7, 2001, 
http://badgerherald.com/news/2001/09/17/bush_unges_americans.php, (30.12.2009). 
217 Turan Yavuz, (2006): Çuvallayan İttifak, Destek Yayınları, Ankara: s. 94. 
218 “Dalga Dalga Bombardıman”, Dış Haberler Servisi, Cumhuriyet Gazetesi, 08 Ekim 2001, s:7. 
219 “Cheney Telefonla Sezeri Aradı”, http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=16976, 
(20.12.2009).
220 “Operasyonu Cheney Haber Verdi”, Cumhuriyet Gazetesi, 08 Ekim 2001, s.9. 
221 www.bigglook.com/war/6.asp (20.12. 2008). 
222 “AB’nin Varlığı Belli Olmuyor”, Cumhuriyet Gazetesi, 10 Ekim 2001, s.1 
223 “Operasyonu Cheney Haber Verdi”, Cumhuriyet Gazetesi, 08 Ekim 2001, s.9. 
224“Dalga Dalga Bombardıman”, Dış Haberler Servisi, Cumhuriyet Gazetesi, 08 Ekim 2001, s.7. 
225 www.bigglook.com/war/6.asp (20.12. 2008). 
226 http://www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/ayintarihi/2001/Ekim2001.htm, (30.12.2009). 
227 http://www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/ayintarihi/2001/Ekim2001.htm, (30.12.2009). 
228 http://www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/ayintarihi/2001/Ekim2001.htm, (30.12.2009). 
229 Mahir Kaynak, Emin Gürses, (2007): Yeni Ortadoğu Haritası, Profil Yayıncılık. İstanbul: s.42. 
230 Cihangir Dumanlı, (2006): “Afganistan’da Asıl Savaş Yeni Başlıyor”, Cumhuriyet Strateji Dergisi, Sayı:120, s.12. 
231 Uslubaş, 2005: 196. 
232 Çelik-Gürtuna, 2005: 41-43. 
233“Uluslararası Güvenlik Destek Gücü: ISAF”, http://www.bbc.co.uk/turkish/indepth/story/2004/01/040113_isaf.shtml, (20.12.2009). 
234 Cihangir Dumanlı, (2006): “Afganistan’da Asıl Savaş Yeni Başlıyor”, Cumhuriyet Strateji Dergisi, Sayı:120, s.12 
235 Chomsky, 2004: 124. 
236 Mehmet Şahin, Mesut Taştekin, (2006), II. Körfez Savaşı, Siyasal Kitabevi, Ankara: s.53. 
237Konuşmanın orijinal metni için bk. http://www.americanrhetoric.com/speeches/stateoftheunion2003.html, (18.12.2009). 
238 Ertan Efegil, “1 Mart Günü, Neden TBMM Üyeleri, Hükümet Tezkeresi’ni Kabul Etmedi?” 
www.stradigma.com/index.php?sayfa=yazdir_makale&no=2 (10.12.2008) 
239Kararın tam metni için bk. http://www.un.org/News/Press/docs/2002/SC7564.doc.htm (18.12.2009). 
240 Enver Bozkurt, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Irak ile İlgili Kararlarının Değerlendirilmesi”, www.stradigma.com/index.php?sayfa=yazdir_makale&no=11, (11.12.2008). 
241 Enver Bozkurt, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Irak ile İlgili Kararlarının Değerlendirilmesi”, www.stradigma.com/index.php?sayfa=yazdir_makale&no=11, (11.12.2008). 
242 Fernand Braudel Center, “Kitle İmha Silahları”, http://www.binghamton.edu/fbc/06-tr.htm,  (23.09.2008). 
243 1980 yılında Sovyet-Afgan Savaşında, 1988’de Irak-İran savaşında, 1992 Körfez Savaşı’nda kimyasal silah kullanıldığına yönelik ciddi iddaalar ortaya atılmıştır. Aydın Tavman,(2003), “Stoktaki Kimyasal Tehlike”, http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=68985, (20.12.2009). 
244 Birol Akgün, (2003): “Amerika’nın Yeni Dünya Vizyonu Ya Da Yaklaşan Küresel Anarşi”, Stratejik Analiz Dergisi, Sayı:37, s.82. 
245 Mahir Kaynak, (2006): Yeni Dünya Düzeni, Profil Yayıncılık, İstanbul: s.75. 
246 “Bush’tan Saddam’a: Irak’ı Terket”, http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2003/03/17/262637.asp 
(18.12.2009).
247 Tayyar Arı, (2004): “Türkiye, Irak ve ABD: Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Basra Körfezinde Yeni Parametreler”, 21.Yüzyılda Türk Dış Politikası (edt. İ. Bal), AGAM Yayınları, Ankara: s.717. 
Ayrıca, Mustafa Dizbay, (2009), “II. Körfez Savaşı Sonrasında Meydana Gelen Gelişmeler ve Irak’ın İşgali”, http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=449, (20.12.2009). 


7 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR



***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder